Dediğim gibi en keyifli geçirdiğim zaman turdan bağımsız elimizde benim not defterimle gezdiğimiz 1 gündü. Atladık metroya sora sora bulduk gitmek istediğimiz yerleri. Her yere metroyla gitmek mümkün olduğu için kaybolma derdi diye bir şey yok; çünkü her yerde bir metro istasyonu mevcut.
Paris’in en sevdiğim yerlerinden biri Trocadero Meydanı’ydı. Bu meydanın en büyük özelliği Eyfel Kules’inin en güzel fotoğraflanabildiği yer olması. Tabi orada bol bol eyfel fotoğraflarımızı çektikten sonra Café de Tocadero’da Paris’te içtiğim en güzel kahveyi içip, yediğim en güzel crème brulée’yi yedik. Ama meydanın en güzel yanı krepçisiydi benim için. Aslında Paris’te heryerde bir krepçi görmeniz mümkün; bir çok kez krep yesem de, en güzeli burada yediğim nutellalı krepti 🙂
Demiştim ya Paris’in gerçekten görülesi cafeleri var. Çoğu insan sigara içtiği için cafelerin önüne hep sandalye masa koymuşlar, ısıtıcılar da var. Buz gibi havada çok üşümeden kahve içmek olası.
Binaları o kadar güzel ki resmen tarih kokan bir şehir. Paris’in ara sokakları harika evlerle ve cafelerle dolu. Her köşe başı bir café var desem abartmış olmam.
Aslında en çok gitmek istediğim yerlerden biride Paris’in bit pazarlarıydı. Fakat sadece hafta sonu olduğu için bize hiç denk gelmedi. Fakat siz denk gelirseniz muhakkak uğrayın derim; çünkü çok güzel şeyler okudum:)
Le Marais Yahudi Mahallesi’yle ilgili bir çok güzel yorum okumuştum. Serbest günümüzde gidip gördük. Fakat ben çok da farklı bir şey göremedim. Ama yine de görülebilir bir yer.
Sorbonne Üniversitesi hep okuduğum kitaplarda fotoğraflarını gördüğüm bir yer. Normalde kimlik kartsız girilmiyormuş; fakat biz hukuk fakültesinin önünden geçerken tam da çıkışlarına denk geldik ve o kalabalıkta kimse girdiğimizi fark etmedi, biz de dersliklere kadar girip camdan baktık:)
Champs-Elysées ( Şanzelize ) denilene göre dünyanın en muhteşem caddesi; ama bana göre Bağdat Caddesinden hiçbir farkı yok; hatta Bağdat Caddesi daha güzel diyebilirim. Ben pek öyle kıyafet bakayım derdine düşmediğim için dükkanlardan içeri pek girmedim; fakat çok çok pahalı olduğunu duydum.
Eğer Paris’e gittiyseniz kesinlikle Seine Nehri’nde tura çıkmalısınız. Biz çıktığımızda hava kararmıştı ve manzara gerçekten mükemmeldi. Tekne turu boyunca yapılan anonslar da nerelerin önünden geçtiğinizi bilmenize yardımcı oluyor.
Bunların dışında Paris’te her yere metroyla gitmeniz mümkün. Ama metro istasyonları o kadar fazla ve o kadar karışık ki, elinizde muhakkak bir metro planı olmalı.Ulaşım da çok da ucuz sayılmaz, metro bileti 1,80 avro.
En çok dikkatimi çeken de çok fazla evsiz insan görmem. Kesinlikle Türkiye’den daha fazla diyebilirim. Her adımda sokakta yaşayan bir kişi görmek mümkün. Metro’da kalan bir çok evsiz gördüm. Yanımıza gelip para isteyen bir çok kişi oldu. Ama metronun güzel bi yanı da vagonda giderken sokak müzisyenlerini dinleme şansınızın olması:)
Bunun dışında metroya bindiğinizde 1 vagonda en az 4 kişinin elinde kitap görmeniz mümkün. Hatta abartmıyorum yolda yürürken kitap okuyan insan bile gördüm.Bunları görünce çok yolumuz olduğunu düşündüm.
Benim duyduğum bildiğim Fransızlar çok milliyetçi oldukları için kesinlikle Fransızcadan başka dil konuşmazlar vs. Kesinlikle böyle bir durum yok. Onlar da turist şehri olarak İngilizceye oldukça açıklar ve Fransızca bilmeseniz de İngilizce konuşarak çok rahat Paris’te gezebilirsiniz. Tüm restoranlarda ingilizce menüler mevcut.
Gelelim yeme-içme olaylarına. Paris’te ne yenir? Paris’te ne içilir okumak için tıklayın 🙂
Bir önceki yazımız olan Paris'te Gidilecek Yerler başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.
2 yorum
1 ping
SELİNN34
23:40 de 14 Şubat 2015 (UTC 3) Bu yoruma bağlantı
Paris’te nerelere gidilir diye arama yaparken gördüm yazınızı. Siz de yeni yazmışsınız zaten. En çok bu bölümü beğendim. Diğerleri zaten en bilinen yerler. Bu notlar yazın gideceğimiz paris gezisinde işime yarayacak. Güzel bir yazı olmuş, tebrikler 🙂
admin
22:28 de 23 Şubat 2015 (UTC 3) Bu yoruma bağlantı
teşekkürler güzel yorumunuz için:)
pariste gezilecek yerler | MORBALOON
01:40 de 11 Şubat 2015 (UTC 3) Bu yoruma bağlantı
[…] Paris Notları […]